CHP HOLLANDA BİRLİĞİNDEN ANLAMLI KAMUOYU BİLGİLENDİRMESİ

CHP HOLLANDA BİRLİĞİNDEN ANLAMLI KAMUOYU BİLGİLENDİRMESİ

Özcan Özbay

CHP Hollanda Birliği bir çok konuyu içeren geniş kapsamlı bir kamuoyu bilgilendirme mesajı yayımladı. Sosyal medya hesapları üzerinden yayımlanan bilgilendirmede Gurbetçi kavramından Irkçılığa, sağlıktan Dünya Barışına kadar her şey var.

CHP Hollanda Birliğinin yayımladığı Kamuoyu bilgilendirme mesajı aynen şöyle;

KAMUOYUNUN BİLGİSİNE
“Doğduğu yerde doyamayan” halk yığınlarının bir parçası olarak, ekmeğinin peşinde, kaderin sürüklediği gurbet ülkelerine gelen bizler; baştan “misafir işçi”, sonra “yabancı işçi” ve en son olarak da “göçmen işçi olarak” bu ülkelerde 60 yılı doldurduk.
Hem ülkemizden gelen insanlarla hem de geldiğimiz ülkenin insanlarıyla iyi geçindik.
Hemşeri olduk, dost olduk, iş arkadaşı olduk, komşu olduk.
Birbirimize yalnızca “nereli olduğunu” sorardık; ırkını, mezhebini, siyasi tercihini sormadık.
Birbirimizin zor gününde yanında olduk; yardım ve dayanışmamızı eksik etmedik.
Öyle ki; banka kredisinin ne olduğunun bilinmediği günlerde, birbirimizden ödünç para alarak izine gittik, emlak edindik. Velhasıl, ağzımızın tadı yerindeydi, kardeş gibi geçiniyorduk.

Ne zaman ki bizim üzerimizden siyasi ve ticari rant sağlamak isteyenler türedi; o zaman ağzımızın tadı bozuldu. Birbirimize bakışımızı değiştirdiler. Onların çıkarlarına hizmet edenleri “kendilerinden”, etmeyenleri de “düşman cepheden” saydılar.
Bulunduğumuz ülkelerin, dünyanın genel gidişine de koşut düşen, birazı da kendi yanlış politikalarından kaynaklanan ekonomik sıkıntılarının kaynağı olarak, yabancı işçileri sorumlu gösteren ırkçı, faşist politikacıların başını çektiği siyasi partiler oluştu.
Bu siyasi partiler, bizleri hedef gösterdikçe oylarını yükselttiler.
Onları örnek alan merkez sağ ve liberal partiler de aynı tema ile siyaset yapmaya başladılar.
Göçmenler için iş pazarı daraldıkça, sosyal yaşam alanları da daraldı.
Zaten “uyumda zorluk yaşıyor” önyargısıyla yaklaştıkları göçmen toplumu, giderek kendi içine kapandı; bazı ülkelerde gettolaşma boyutuna ulaştı bu yapı. Bazı ülkelerde, bazı bölgelerin demografik yapıları değişti.
Dışlanmaya karşı daha aktif bir sosyal siyaset uygulamak yerine, yanlış bir yönlendirme ve telkinle bizim bir bölümümüz de yaşadığımız ülke halkının neredeyse tümüne yapıştırdıkları GÂVUR etiketiyle onlara karşı tavır belirledi.
Bu karşılıklı uzaklaşma ve uyumsuzluk ırkçı siyasal akımlara haklılık payı kazandırdı.
Buna karşı mücadele edecek fikir, söylem ve eylem birliği sağlayacak bütünlüğümüz yoktu.
Var olan bütünlüğümüz de zaten ülkemizin bizimle olan bağının zayıflaması yüzünden zaafa uğramış ve etkisini yitirmişti.
Çıkarlarına göre parçalamışlardı bizleri.
Bırakın mezhep farkını; yorum farkından dolayı nüans taşıyan inançlar, ayrı camilerin cemaati oldular.
İnançları istismar eden çirkin politikacı tipleri, inanan insanları kandırıp, ellerindeki birikimleri aldı. Aldıklarını çar çur etti, yok etti, iç etti, buharlaştırdı. Bunların arkasında da ne yazık ki ülke yönetiminde söz sahibi olan siyasetçiler vardı.
Bunlar afaki sözler değil, tek tek mahkeme dosyalarında yer alan gerçekler.
Bu gerçekleri sosyal medya gibi iletişim yollarıyla dile getirenler; ülkeye gittiklerinde bir sürprizle karşılaştılar: Kendilerinin bile unuttukları paylaşımlar yüzünden soruşturma, kovuşturma açıldığını gördüler; gözaltına alındılar, tutuklandılar. Korku yayılması isteniyordu.

Şimdi gelinen son aşamada…
Yıllardır bize oy hakkı tanınmadı; tanındığındaysa, sistematize bozukluğu ve sağlanmayan işbirliği koordinesi eksikliği yüzünden, “temsilde adalet” kuralı yerini bulmamakta.
Bununla birlikte, ülkede yaşanan siyasi ayrımcılık ve gerginliğin buraya da taşındığı kanısı günbegün pekişiyor.
Bazı unsurların davranışları ve uygulamaları, sanki bu kanıya haklılık kazandıracak özel kurgular gibi çıkıyor karşımıza. Sakin mahal ve meydanları, bir anda siyasi parti mitingi alanlarına çevirmek bunlardan biri… Bu düzenlemelerin kaynağı ne yazık ki Türkiye’ de bir siyasi parti görünüyor.
Ülkesinde sükun ve huzuru sağlamakla görevli hükümet de buna izin vermek istemeyince, ülkede yaşayan göçmenlerin demokratik hak ve özgürlüklerine müdahale etmiş konuma düşüyor. Bu durum, üst siyasi tartışmaya dönüşüyor ve gerginlik doğuyor.
Bu gerginlik, iki tarafın da istismarına müsait olunca, güçlü olan kazanıyor.
Dahası da var: Devletlerin ya da devletleri yöneten üst düzey politikacıların “yüksek çıkarları” çatıştığında doğan anlaşmazlık, gerginliğe dönüşünce, bundan doğrudan etkilenen bizler oluyoruz. Dumanlı havayı koklayan kurtlar, istediği kaosu yaratacak provokasyonları planlayabiliyorlar. Irkçı partilerin faşist siyasetleri prim yapar oluyor.
Göçme nlerin iş pazarındaki yerleri biraz daha daralıyor.
Göçmenlere bakış açıları giderek bütüncül oluyor; hepsini tek başlıkta topluyorlar.
Aysı ulusların insanları olduklarının, ayrı mezheplere mensup olduklarının, ayrı siyasi görüşe sahip olduklarının önemi kalmıyor. Hepimizin adı “TÜRK” ya da “YABANCI” oluyor.

Oysa biz; Türkiye kökenli demokratlar ve onları ortak paydamız olan barış, demokrasi, huzur olanları çatısı altında toplama çabasını sürdüren CHP Hollanda Birliği olarak…
-Camilerimize siyasetin girmesini asla istemiyoruz. Her siyasi parti taraftarlarının örgütlenip siyasi etkinlik yürüttükleri lokal, dernek, vakıf gibi yerler yeterince var.
-Siyasetçiler sorunlarını çözerken bize yansıtmasınlar. Geldiğimiz ülkenin politikacıları, yaşadığımız ülkenin politikacılarıyla sorun yaşadıklarında, bunu diplomasiyle çözsünler; bizi her hangi bir tepkiye teşvik etmesinler. Artık buna uymayacağız.
-Bizler kavgacı siyasete ve fanatizme varan tarafgirliğe karşıyız. Bundan uzak olacağız.
-Kimden, nereden, hangi nedenle gelirse gelsin, her türlü terörist eyleme karşıyız.
-İnancından, siyasi tercihen, yaşam tarzından ve özel davranışlarından dolayı kimse kınanamaz, dışlanamaz. Bu evrensel ilkeye inanıyor ve uygulanmasını istiyoruz.
Kısaca bizler; eski günlerimize tam dönemeyeceğimizin de bilinci içinde; barışı, kardeşliği, işbirliği ve dayanışmayı öngören yaklaşımlar içinde, buna yönelik çalışmalar yapacağımızı, yapanlara destek olacağımızı, kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir